Sabahları karanlıklardan sonradır

 

SABAHLARI KARANLIKLARDAN SONRADIR


İki karşıt duygu arasında çoğu zaman ipince bir çizgi vardır. Ve hayatın dengesini yakalamak bu çizginin hangi kıyısında olduğunun farkında olmaktır biraz da, farkına varmaktır. 

Hayatımızda bazı şeyleri büyütüp bazı şeyleri küçültmeliyiz diye anlatıyor M.Emin Yıldırım hoca. İman idrakini, ihsan şuurunu, istikamet duruşunu büyütüp; kınanma duygusunu, kaybetme korkusunu, kazanma beklentisini, kırılma riskini küçülten Hz.Asiye'yi misal göstererek. 

 İnsanın yettiği ve yetemediği vardır ama, bizi karanlıklarda tutan şeyleri küçültüp, sabahlara çıkamaz mıyız? Karanlığımız insanı aşağı çeken beklentilerden, yanlış algılardan, kendini küçük ya da büyük görmelerden kaynaklanıyor olabilir mi? 

 Her insanın karanlığı ve aydınlığı vardır. Ama bu karanlıkta bir demet ışık yüzümüze değip, önümüzü aydınlatacak olsaydı sabaha çıkmak için ışığın izini sürmek; kendimizi ışıksızlıkta bırakan bağlardan koparmamız, adımlarımızı zayıflatan zihnimize çekidüzen vermemiz gerekmez mi?

 Ama hata yapabilirsin, eksiksin çünkü. Tamamlanamamak da sana özgü, çünkü insansın. Geçenlerde okulun resim sergisinde bir yazı okudum: 

"Seni nefes nefes var etmekte ısrar edenin senden umut kesmesi olur mu hiç?" 

O yüzden kendinden umudunu kesmeden aramaya çalış. Çünkü bulanlar hep arayanlardır derler. 

"Geceler biraz soğuktu ama" diye yazıyor bir hikayesinde. Geceler biraz soğuktu ama, gökte kocaman ışıltılı yıldızlar vardı. Hep yıldızlara bakardık. Bazı geceler de gökyüzünü yıldızlarla döşeli bulurduk. O zaman sevincimize sınır yoktu. Ve bizler umutla doluyduk. Sıkıntılardan, acılardan sonra gelecek güzel günlerin, daha güzel olacağına inanıyorduk. Bu umutlar, bu hayaller benimdi. Ben söylerdim Durmuş Ali dinler ve onaylardı. Durur durur:

-"Öyle değil mi Durmuş?" derdim.

-"Heyye abi," derdi. "Sabahları karanlıklardan sonradır." ¹


¹ Yaşar Kemal, Sarı Sıcak 

Yorumlar