görünende görünmeyeni bulabilmek


   görünende görünmeyeni bulmak   


' Bu dünya çerçevesinde Batı'nın kazancı besbelliyse de, ebedilik alemindeki zararı, bu dünya gözüyle mümkün değildir. Davanın davası da işte bu belli olmayandadır. Öyle ki, besbelli bir dış kazanç, derinin yalnız üstünü gören gözlere belirsiz bir iç zararı feda edilebilir bir şey gibi gösterdi.'

İdeolocya Örgüsü'nden alıntıladığım bu yer, yaşamımız boyunca içinde kalakaldığımız çıkmazları, düştüğümüz çukurları -büyük cihetle ele alınan bir konu olsa da kendi içimizdeki o küçük alem için de yorumlayabiliriz- tanımlayan bir cümle. Sürekli olarak yapmamız gereken tercihler, yol ayrımları, doğrusunu ve yanlışını yalnızca kendi bakışımızın cihetiyle değerlendirerek verdiğimiz kararlar... Bu kararları iyi olana, doğru olana çevirmek için, attığımız adımların -kendi içimizde dahi- arkasında durabilmek için, yolun yolcusu olabilmek için bu cümle çok önemli. 


  Onlar dünya hayatını seve seve ahirete tercih ederler.   
  İbrahim suresi 14/3 

 Görünmeyendeki doğruluğu, hakikati görmek ve bunu görünendeki fani ve içinde binbir azap bulunduran zehirli bir bal hükmündeki lezzetlere tercih etmek meselesidir. Gözle gördüğümüzün ardındaki sırlı güzellikleri keşfetmek, farketmek; gözü yalnız maddi planda rol sahibi yapmamak.

"Gerçeği bulmada görmeyi tek ölçü kabul edenler, diğer duyu organları yanında, akıl ve vicdanın vazifesini de göze yüklemiş olurlar. 

Bilim adamlarına göre, insan gözü şu âlemde mevcut ışınların ancak yüzde üç buçuk kadarını görebiliyormuş. Demek ki insan, görmeyi tek ölçü kabul etse, şu görünen âlemin bile yüzde doksanından fazlasını inkâr edecektir."*

Buradan çıkarmamız gereken hikmet şu olabilir: 

Yaptığımız şeylerde gözümüzün gördüğüyle yetinmeyip belki gözümüzün gördüğüne aldanmayarak, görünmese de belli olmasa da var olduğunu bildiğimiz hakikatlere dayanarak, niyetimizi aslolana vererek; dağları, taşları önümüze engel değil de arkamızda yaslanacağımız dayanak alabiliriz. Görünende görünmeyeni bulabilmek meselesi. Bulabilmek ve çizgini bu doğrultuda koruyabilmek. 

Bu konu şunu da hatırlatıyor:
يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى اْلاٰخِرَةِ  ayetinin sırr-ı işarisiyle, ahireti bildikleri ve iman ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi baki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve akıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem lezzeti, ileride bir batman safi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir. 

Kastamonu Lahikası

mucizelerle ilgili okunması önerilen:

https://islamansiklopedisi.org.tr/mucize

* https://sorularlaislamiyet.com/gorulmemeleri-dolayisiyla-melekleri-inkar-eden-kimselere-ne-demeliyiz




Yorumlar